Besleyici ve üretici kişi disclerine protein açısından zengin bir besin kaynağı oluşturmak durumunda. Bu konumda tubifex gibi riziko taşımayan kolay ulaşılabilinir olan, en ucuz fiyatta olanı ve stoklama açısından ucuz maliyetli olan dana yüreği tercih edilmekte. Belirleyicilik açısından dana yüreğinde olan vitaminlerin fazla olması seçimde etken. Kullanılmalımı ,kullanılmamalımı bundada süre gelen tartışmalar çok fazla seçimler kişisel noktada...

Yürekte bulunan b vitaminlerinin oranının fazla olması etkenliği tercih kısmını teşkil etmekte...

Eğer kullanılacaksa taze şoklanmamış dana yüreğini çok bekletmeden iyice temizleyip tüketmekte ve ana öğün değilde ara öğün olarak kullanımınında fayda olacağı kanaatindeyim şahsen...

Kullanacağınız ek balıklarda özellikle yağlılardada suyun yağlanması noktasında tercihsel bir sıkıntı olmakta.Karides ilavesi daha sıcak gelmekte...

Büyüme noktasında genel tecrübe su sayesinde olur. Besin ne olursa olsun bir şekilde balık bünyesinde kullanılacaktır. Hücre bölünmesi kaliteli su şartlarında olur bunuda gözönüne alınca kalkınma açısından kritik öneme sahip olan olgu su filtrasyonudur.

Altta daha öncede forumlarda paylaştığım çiğ yürekle çiğ antrikotun mukayese tabloları bulunmakta.

Bu iki tabloda kolesterol yükselmesi sıkıntı olarak düşünülürse kolesterolü düşürmeye yardımcı gıdalar ; Keten tohumu, ceviz, fındık, zeytin, kırmızı biber, sarımsak, sogan, enginar, brokoli, domates, maydanoz, portakal, elma, greyfurt, yulaf, yeşil yapraklı sebzeler,mısır,sarımsak. Gönlünüze göre ilavelerde bulunmanız mümkün.

Bıdka forumunda 2006 senesinde yapılan paylaşımlardada Asyada discus yetiştiriclerinin besleme çukurlarının üzerine ölü tavşan astığını bu sebeblede ölü kurtçukların sineklerin yumurta bırakmasına müteakip başarı sağladığı belirtilmiş.Yani bu gibi birçok zorlu yoldan sonra dana yüreği epeyce daha kolay kullanımlı olmuş.

Gene aynı forumlardaki eski senelerdeki yazılarda Jack watleyin muzla alakalı makalelerinden bahsediliyor.Büyümede inanılmaz farklı noktalarda sonuç alınmış.Bu kullanımlar yüreklede denenmiş sonuç olumlu deniliyor.Ama birçok konum gibi bu araştırmanında detayları saklı kalıyor.

Sevgili Bülent Acun beyin Raymond Lee ile röportajındada anımsarsınızki domuz yüreği kullandığını belirtmişti.

Bu hobinin en güzel kısmı uçları açık,kuralı yok,özelliği detaylarda saklı, anayasası yok inşallah zamanla daha güzel paylaşımlarla elele dahada güzel disclerimiz olacağına inanıyorum.

Bu paylaşımlar sadece bilgisel doğruluğunun ispatlılığı keşke her anlamda sağlanabilinse. İnsan sağlığında daha birçok noktada labaratuar eksikliği söz konusu iken ne yazıkki akvaryum ve su canlıları konusunda inançla devam etmekteyiz yolumuza.Umarım bir gün her noktada merağımızı bilim ışığında aydınlatabiliriz.

Dana yüreğinin içine karıştırılan malzemeler ve bunu bağlayıcılık noktasında yardımcı olmasından dolayı yumurta jelatin vb. katkı maddelerini tercih edenler olabiliyor.Ben şahsen kullanımımda çeşitli varyasyonlara sahip yemler hazırlıyorum.Hem mutfağı hemde disclerimi sevdiğimden ilgim haliyle bu noktadada fazla...

Birde bu konumda şunu belirtmek isterim nasılki insanlardada hayvanlardada hastalıık zamanlarında ilaç hemen etki etmiyorsa yemdede aynı şekilde direk etki beklemek yanlış olur.Sadece tecrübesel yaşadıklarımızla ilgili paylaşımlarımız.Bu arada yumurta eklemesi ile ilgili suyu bozuyor deniliyor ama yemlemenin ardından yüksek miktarlı su değişimleri bu noktada yardımcı oluyor.

Bu günlerde dana yüreği yemleme noktasında artı ve eksileri konuşulurken ara öğün olarak kullanmakta fayda var. Açlık noktasında discler zorunda kalınca yemlere alışıyorlar.Birde eğer kuru yeme alıştırmak istiyorsanız kasaptan aldığınız et veya sakatatın kanlı suyundan bitslerin üzerine damlatın. Bunun faydası olacaktır.Daha sonrasında azaltıp keserek alıştırma kolaylığınızda olacaktır.

Dondurulmuş et türlerinde sodyum ilavesi ile gündelik yaşamda raf ömrü uzun tutulmakta -6 de 1 hafta -12 de 1 ay -18 de 3 ay vitamin kaybı olsada tüketilinebilinir olduğu esasen -20 de saklananın 1 ayda tüketilmesi tavsiye edilmekte bilim adamlarınca...

Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralının 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini en iyisini ona verirmiş.

Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin birgün kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. İkinci eşini de severmiş kral.Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, kralın ne zaman bir derdiolsa daima onun yanında bulunur sorunun çözümünde ona destek verirmiş.

Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın. Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümdarlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral birinci eşini sevmezmiş ve onunla hiç lgilenmezmiş.

Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yapayanlız kalmaktan çok korktuğu için,eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş.

En çok sevdiği dördüncü eşine ölüm yolculuğunda kendine eşlik etmek ister mi diye sorduğunda aldığı yanıt kalbine bıçak gibi saplanan kısa ve net "mümkün değil" olmuş... Hayatım boyunca seni sevdim. Sen benimle birlikte ölmeyi kabul eder misin sorusuna üçüncü eşi de "hayır, hayat çok güzel. Sen ölünce ben yeniden evleneceğim" diye yanıt vermiş. Kral bir kez daha yıkılmış. Her sorunumda her zaman yanımda olan bana yardım eden sendin, bu sorunumda da bana yardımcı olur musun talebine karşı ikinci eşinden; "bu sorunun için hiç bir şey yapamam, olsa olsa sana mezarına kadar eşlik eder, güzel bir cenaze töreni yaptırır ve yasını tutarım" karşılığını almış Büyük bir hayal kırıklığı yaşamakta olan kral birinci eşinin sesi ile irkilmiş. "nereye gidersen git seninle olurum, seni takip ederim..." Ah diye inlemiş kral; "keşke bir şansım daha olsaydı..."

Yaşamda hepimiz 4 eşliyiz aslında.

Dördüncü eşimiz vücudumuz. Onun güzel görünmesi için ne kadar zaman, kaynak ve çaba harcarsak harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir.

Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz servetimiz ve statümüzdür. Ölür ölmez başkalarına yar olacaktır.

İkinci eş, ailemiz ve dostlarımızdır. Tüm sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.

Birinci eş ise ruhumuzdur. Bizimle gelir...

Unutmayın; Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar.Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar.Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar.Başkalarına verdiğimiz öğütler değil, bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar...

Bu hikayede önemli bir kısım hazmettiklerimiz kısmı canlılarda sindirebilirlilik ve kullanabilirlilik kısmı önemli. Bu ve benzeri birçok noktada üstün labaratuarlarda bilgilenmenin olmadığından dolayı bir kabullenme ile yol almaktayız. Bilime inanmalı. Ama kimse sorarsanız sorun kolayca cevabı alınamıyor. Hangi kuru yemin protein veya içerikleri birileri tarafından hiç test edilmişmiki?

Firmaların sitelerinden alınan bilgiler vb. paylaşımlar yapılmakta...

Meslek icabıyle öyle şeyler görmekteyizki insan sağlığının direk ilgili olacağı konumlarda bile çok eski verileri kabullenerek işlemlerin yapıldığı günümüzde akvaryum canlıları ilede birçok noktada büyük boşluklar bulunmakta...

Biraz uzattım sanki farkındayım ama bence disclerde en önemli kısım sevgi ardındanda dostluklar kimi zamanlar içeriden bakınca birçok şey hissedilemiyebilinmekte.

Bundan dolayıda dostlukların çoğaldığı, paylaşımların çağladığı,huzurla hobide varolmanın hazzını beraberce yaşamayı dileyerek sevgiyle sağlıkla kalınız diyorum...

Hazmettirip koruyabildiğimiz disclerimizin :-) huzur verdiği tanklarımızın olduğu anlarda muhabbetle görüşmek temennilerimle...